Alfabetik Sıraya Göre Deyimler ve Anlamları

Deyimler, dilimizin en renkli ve zengin ifadelerinden biridir. Genellikle bir durumu, duyguyu ya da düşünceyi kısa ve öz bir şekilde, mecazi anlamlar yükleyerek anlatan bu kalıplaşmış ifadeler, dilin kültürel zenginliğini yansıtır. Her dilde olduğu gibi, Türkçede de deyimler, günlük konuşmaların ve yazılı anlatımların vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu deyimler bazen olayları eğlenceli bir şekilde ifade ederken, bazen de derin anlamlar yükler. Ancak deyimlerin doğru ve yerinde kullanılması, anlamlarını bilmekten geçer.

Bu makalede, alfabetik sıraya göre derlenmiş deyimlerin anlamlarını keşfedeceksiniz. Hem dilimizi daha zengin kullanmanızı sağlayacak bu deyimler, aynı zamanda kültürel bir mirasın aktarımıdır. Gelin, A harfinden başlayarak Z harfine kadar uzanan bu eşsiz deyimler dünyasında bir yolculuğa çıkalım ve dilimizin inceliklerini daha yakından tanıyalım.

A Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Abayı yakmak: Birine çok fazla âşık olmak, delicesine sevmek.
  2. Aba altından sopa göstermek: Gizlice tehdit etmek, üstü kapalı olarak gözdağı vermek.
  3. Ağzı kulaklarına varmak: Çok mutlu olmak, sevinçten yüzünün gülmesi.
  4. Aklı başından gitmek: Büyük bir şaşkınlık veya korku yaşamak.
  5. Ağzından bal damlamak: Çok tatlı ve hoş sözler söylemek.
  6. Ağzı açık kalmak: Büyük bir şaşkınlık içinde olmak.
  7. Ayağına dolanmak: Bir işte önüne engeller çıkması, işlerin zorlaşması.
  8. Ağzı var dili yok: Çok sakin, sessiz, kimseye zararı olmayan kimse.
  9. Ağzı laf yapmak: Güzel ve etkili konuşmak.
  10. Ayıkla pirincin taşını: İçinden çıkılması zor bir duruma düşmek.
  11. Ağzına bir parmak bal çalmak: Birini geçici olarak kandırmak ya da avutmak.
  12. Ayak diremek: Bir konuda inat etmek, geri adım atmamak.
  13. Aklı havada olmak: Dalgın, dikkatsiz, düşüncesiz olmak.
  14. Ağzını bıçak açmamak: Çok üzgün, kızgın ya da endişeli olduğu için konuşmamak.
  15. Ağzının tadı kaçmak: Rahatı ve huzuru kaçmak, keyfi bozulmak.
  16. Atı alan Üsküdar’ı geçti: Fırsat kaçtı, iş işten geçti anlamında kullanılır.
  17. Ayağına gitmek: Birinin yanına gitmek, ziyaret etmek.
  18. Ağzında gevelemek: Bir şeyi açık ve net söylememek.
  19. Ağırdan almak: Bir işi yavaş yapmak, geciktirmek.
  20. Arka çıkmak: Birine destek olmak, yardım etmek.

B Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Bal dök yala: Çok temiz, pürüzsüz ve düzgün bir yer ya da şey için kullanılır.
  2. Başını kaşıyacak vakti olmamak: Çok yoğun olmak, işten başını kaldıramamak.
  3. Bir çuval inciri berbat etmek: Güzel giden bir işi bozmak, bir hatayla her şeyi alt üst etmek.
  4. Bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak: Dinlediği bir şeyi hiç önemsememek ya da çabuk unutmak.
  5. Burnu büyümek: Kibirlenmek, kendini başkalarından üstün görmek.
  6. Burnunun direği sızlamak: Büyük bir özlem ya da acı hissetmek.
  7. Burnunun dikine gitmek: Kendi bildiğini yapmak, başkalarının söylediklerini önemsememek.
  8. Bir taşla iki kuş vurmak: Tek bir iş yaparak iki ayrı fayda elde etmek.
  9. Bir şeyin altından kalkmak: Zor bir işi başarmak.
  10. Bir çırpıda söylemek: Bir şeyi duraksamadan, hızlıca anlatmak ya da söylemek.
  11. Burnunu sokmak: Kendisini ilgilendirmeyen bir işe karışmak.
  12. Bir koltukta iki karpuz taşınmaz: Aynı anda birden fazla zor işin başarılamayacağını anlatır.
  13. Bir baltaya sap olmak: İş sahibi olmak, bir meslek edinmek.
  14. Boğazından geçmemek: Bir şeyi zorla yemek ya da kabul etmek.
  15. Bıyık altından gülmek: Kendi kendine, sessizce gülmek; alaycı bir şekilde gülmek.
  16. Bıçak kemiğe dayanmak: Sabrın tükenmesi, dayanacak gücün kalmaması.
  17. Bindiği dalı kesmek: Kendi yaptığı bir iş ile kendine zarar vermek.
  18. Bostan korkuluğuna dönmek: Çok yıpranmış, perişan olmuş bir hâlde olmak.
  19. Bir deri bir kemik kalmak: Çok zayıflamak, aşırı derecede kilo kaybetmek.
  20. Burun buruna gelmek: Beklenmedik bir anda bir olayla ya da kişiyle karşılaşmak.

C Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Can kulağıyla dinlemek: Bir şeyi büyük bir dikkat ve ilgiyle dinlemek.
  2. Cana minnet bilmek: Yapılan bir iyiliği ya da verilen bir fırsatı büyük bir şükranla kabul etmek.
  3. Cılkını çıkarmak: Bir şeyi aşırı yapmak, gereksiz yere abartmak ya da anlamını bozmak.
  4. Canına tak etmek: Artık sabredemeyecek hale gelmek, çok sıkılmak.
  5. Can pazarı: Tehlikeli bir durum, ölümle burun buruna gelinen an.
  6. Cehennem azabı çekmek: Çok acı, büyük bir sıkıntı yaşamak.
  7. Canı burnuna gelmek: Çok yorulmak ya da sıkıntıya düşmek.
  8. Canı çekmek: Bir şeyi çok istemek, arzulamak.
  9. Cehenneme çevirmek: Bir yeri ya da durumu dayanılmaz hale getirmek, çok zor ve kötü bir hale sokmak.
  10. Can havliyle: Çok zor durumda olmanın verdiği ani tepkiyle yapılan şey.
  11. Canı çıkmak: Aşırı derecede yorulmak ya da güçsüz düşmek.
  12. Cana gelmek: Bir şeyin ucuz atlatılması, büyük bir kazadan veya sıkıntıdan kurtulmak.
  13. Cana can katmak: Birine moral vermek, onu güçlendirmek ya da iyi hissettirmek.
  14. Canı tatlı olmak: Acıya, zorluğa dayanıklı olmamak, çok çabuk şikayet etmek.
  15. Canı sıkılmak: Moralinin bozulması, keyfinin kaçması.
  16. Cebi delik olmak: Parasız olmak, kazandığını hemen harcamak.
  17. Cehennem ol!: Hemen git, defol anlamında kullanılır.
  18. Cebinde akrep var: Cimri, harcamaya yanaşmayan kimse için kullanılır.
  19. Canı kaynamak: Biriyle çabuk ve kolay bir şekilde yakınlık kurmak.
  20. Cehennem gibi: Çok sıcak, bunaltıcı ya da kötü bir ortam anlamında kullanılır.

Ç Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Çam devirmek: Yanlış veya kaba bir söz söylemek, gafilce hata yapmak.
  2. Çantada keklik: Kolayca elde edileceği kesin olan şey.
  3. Çark etmek: Söylenen ya da yapılan bir işten geri dönmek, fikir değiştirmek.
  4. Çamura yatmak: Yaptığı hatayı kabul etmemek için türlü bahaneler uydurmak, işten kaçmak.
  5. Çamur atmak: Birine iftira atmak, asılsız suçlamalar yöneltmek.
  6. Çene çalmak: Uzun süre boş ve gereksiz konuşmak.
  7. Çizmeden yukarı çıkmak: Haddini aşmak, yetkisi olmadığı konularda konuşmak.
  8. Çıkmaza girmek: Bir işin içinden çıkılamayacak bir duruma gelmesi.
  9. Çileden çıkmak: Çok öfkelenmek, sabrının tükenmesi.
  10. Çıngar çıkarmak: Büyük bir kavga ya da gürültü çıkarmak.
  11. Çiğ süt emmiş olmak: Güvenilmez ya da yanlış yapma potansiyeli olan insan anlamında kullanılır.
  12. Çoban armağanı: Değersiz ya da bir anlamı olmayan hediye.
  13. Çıta yükseltmek: Daha yüksek bir hedef ya da standart belirlemek.
  14. Çözüme kavuşturmak: Bir sorunu halletmek, problemi çözmek.
  15. Çürüğe çıkmak: Bir şeyin ya da birinin işe yaramaz olduğu anlaşılmak.
  16. Çürük çarık olmak: Bozulmuş ya da kullanılmaz hale gelmiş olmak.
  17. Çıtır çıtır yemek: Çok zevk alarak ve iştahla yemek.
  18. Çamurda boğmak: Birini kötülemek ya da kötü duruma düşürmek.
  19. Çat kapı gelmek: Habersiz ve plansız bir şekilde gelmek.
  20. Çıta atlamak: Kendi sınırlarını aşmak, başarı çıtasını yükseltmek.

D Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Daldan dala konmak: Sürekli konuyu değiştirmek, bir işten diğerine geçmek.
  2. Damla damla göl olur: Küçük birikimlerin zamanla büyük sonuçlar doğuracağı anlamında kullanılır.
  3. Damlaya damlaya göl olur: Ufak kazançlar ya da birikimlerin zamanla büyük birikimlere dönüşmesi.
  4. Davulun sesi uzaktan hoş gelir: Bir iş dışarıdan kolay veya cazip görünse de içine girildiğinde zorluklarının fark edilmesi.
  5. Darda kalmak: Maddi veya manevi sıkıntıya düşmek.
  6. Deli dolu olmak: Coşkulu, heyecanlı ve hareketli bir yapıya sahip olmak.
  7. Deli gibi aşık olmak: Birini çok yoğun bir şekilde sevmek.
  8. Demir atmak: Bir yere yerleşmek ya da kalıcı olarak orada yaşamaya başlamak.
  9. Dertsiz başına dert almak: Gereksiz yere kendine sorun yaratmak.
  10. Diken üstünde oturmak: Çok tedirgin, huzursuz bir halde olmak.
  11. Dile pelesenk olmak: Bir sözün sürekli tekrarlanır hale gelmesi.
  12. Dil dökmek: Birini ikna etmek ya da bir şey yaptırmak için uğraşmak.
  13. Dikiş tutturamamak: Başladığı işlerde başarılı olamamak, bir işte sürekli kalıcı olamamak.
  14. Dilinde tüy bitmek: Bir konuyu çok defa söylemekten bıkmak.
  15. Dillere destan olmak: Çok meşhur, herkes tarafından bilinir ve konuşulur hale gelmek.
  16. Diş bilemek: Birine karşı öfke duymak ve intikam almak için fırsat kollamak.
  17. Düşe kalka öğrenmek: Bir şeyi deneye yanıla, hatalar yapa yapa öğrenmek.
  18. Dört dökülmek: Çok yorgun düşmek, dağılmış ve bitkin bir hale gelmek.
  19. Dört başı mamur: Her açıdan eksiksiz ve mükemmel olan şey.
  20. Dümeni kırmak: Yön değiştirmek, kararından veya gittiği yoldan dönmek.

E Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. El üstünde tutmak: Birine çok değer verip ona özel ilgi göstermek.
  2. Eli kulağında: Olmak üzere, çok yakında gerçekleşecek bir şey için kullanılır.
  3. Eline su dökememek: Bir konuda çok becerikli olan birinin yanında daha az yetenekli olmak.
  4. Elini eteğini çekmek: Bir işten ya da sorumluluktan tamamen vazgeçmek, ilgisini kesmek.
  5. Eli kolu bağlı olmak: Bir iş yapamayacak durumda olmak, çaresiz kalmak.
  6. Elini taşın altına koymak: Bir sorumluluğu üstlenmek, zorlukları göze alarak bir işe girişmek.
  7. El açmak: Birinden yardım ya da sadaka istemek.
  8. Eli boş dönmek: Bir işten sonuç alamadan, başarısız bir şekilde geri dönmek.
  9. Eli ayağına dolaşmak: Telaş içinde şaşırıp, ne yapacağını bilememek.
  10. Elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak: Hiçbir işe karışmamak, hiçbir zahmete katlanmamak.
  11. Elini çekmek: Bir işten ya da sorumluluktan vazgeçmek, artık ilgilenmemek.
  12. El birliğiyle yapmak: Bir işi birlikte, yardımlaşarak yapmak.
  13. Eline geçmek: Uzun süredir istenen bir şeyi sonunda elde etmek.
  14. El etek öpmek: Birine büyük saygı göstermek ya da ondan af dilemek için yapılan hareket.
  15. Elinde avucunda kalmamak: Maddi anlamda hiçbir şeyinin kalmaması, tüm mal varlığını kaybetmek.
  16. Esip gürlemek: Kızgın bir şekilde bağırıp çağırmak, tehditler savurmak.
  17. Elinin körü: Bir yerin bilinmediği ya da uzak olduğu durumlarda kızgınlıkla kullanılan bir ifade.
  18. El kapısı: Başkalarına ait yer ya da başkasının kontrolü altında olan bir yer.
  19. El üstünde gezdirmek: Birine aşırı ilgi ve özen göstermek, nazını çekmek.
  20. Ekmeğini taştan çıkarmak: Çok zor şartlarda çalışarak geçimini sağlamak.

F Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Ferman dinlememek: Hiçbir uyarıya ya da kurala aldırış etmemek, kendi bildiğini yapmak.
  2. Foyası meydana çıkmak: Gizli ya da kötü bir niyetin açığa çıkması.
  3. Fır dönmek: Bir şey ya da kişi etrafında hızlıca ve sürekli hareket etmek.
  4. Fırsat kollamak: Bir iş için uygun zamanı sabırla beklemek.
  5. Fırça yemek: Azarlanmak, sert bir şekilde eleştirilmek.
  6. Fırtına koparmak: Büyük bir gürültü ya da tartışma çıkarmak.
  7. Fincancı katırlarını ürkütmek: Güçlü ya da nüfuzlu kişileri kızdırmak.
  8. Fare deliğe sığmamış, kuyruğuna kabak bağlamış: Zaten zor durumda olan birinin durumu daha da zorlaştıracak işler yapması.
  9. Fırın ekmek yemek: Bir işte uzmanlaşmak için daha çok deneyim kazanması gerektiğini ifade eder.
  10. Fil dişi kulesinde yaşamak: Hayatın gerçeklerinden uzak, kendine has bir dünyada yaşamak.
  11. Fidan gibi: Uzun ve ince, sağlıklı, düzgün vücutlu kimse için kullanılır.
  12. Fikrini almak: Bir konu hakkında birinin düşüncelerini, önerilerini öğrenmek.
  13. Fiyakasını bozmak: Birini küçük düşürmek, saygınlığını ya da itibarını sarsmak.
  14. Fırat gibi akmak: Bir şeyin bol ve sürekli bir şekilde var olması.
  15. Futursuzca davranmak: Düşüncesizce, umursamaz ve pervasız bir şekilde hareket etmek.
  16. Fitil fitil burnundan getirmek: Birine yaptığı şeyin bedelini ağır ödetmek.
  17. Fıkır fıkır kaynamak: Çok canlı ve hareketli olmak; ortamın dinamik olması.
  18. Fırtınalar kopmak: Yoğun duygular yaşamak ya da büyük olayların patlak vermesi.
  19. Foyası ortaya çıkmak: Gizli, kötü bir niyetin anlaşılması, yalanın ortaya çıkması.
  20. Fıkırdamak: Canlanmak, hareketlenmek, belirli bir duruma girmeye başlamak.

G Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Göz boyamak: Birini kandırmak için yanıltıcı şeyler yapmak.
  2. Gözden düşmek: Eski saygınlığını, güvenini kaybetmek.
  3. Gönlünü almak: Birinin kırgınlığını gidermek, onu memnun etmek.
  4. Göz kulak olmak: Birine ya da bir şeye dikkat etmek, koruyup kollamak.
  5. Göz açtırmamak: Birine rahat vermemek, sürekli baskı altında tutmak.
  6. Gözden kaçmak: Fark edilmemek, dikkatten kaçmak.
  7. Gözünü karartmak: Hiçbir şeyi göze alarak cesurca bir işe girişmek.
  8. Göz bebeği: Çok değer verilen, özel ilgi gösterilen kişi veya şey.
  9. Gözü kapalı yapmak: Hiç düşünmeden, tereddütsüz bir işi yapmak.
  10. Göze batmak: Olumsuz bir şekilde dikkat çekmek, rahatsız edici olmak.
  11. Göz yummak: Bir şeyi görmezden gelmek, bilerek aldırış etmemek.
  12. Gözleri dolmak: Üzüntüden ya da sevinçten gözyaşlarına boğulmak üzere olmak.
  13. Göze girmek: Birinin takdirini kazanmak, olumlu bir izlenim bırakmak.
  14. Gözünü dört açmak: Çok dikkatli olmak, her şeye dikkat etmek.
  15. Gözünü budaktan sakınmamak: Cesur ve kararlı bir şekilde hareket etmek, tehlikelerden korkmamak.
  16. Göz önünde bulundurmak: Bir durumu hesaba katmak, dikkate almak.
  17. Gönül koymak: Birine kırılmak, küsmek.
  18. Göze almak: Her türlü riski kabul ederek bir işe girişmek.
  19. Göze gelmek: Nazar değmesi, beklenmedik bir şekilde zarar görmek.
  20. Gönlü kaymak: Birine ya da bir şeye karşı ilgi duymaya başlamak.

H Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Havada kalmak: Yarım kalmak, sonuçsuz kalmak, neticelenmemek.
  2. Hakkını vermek: Bir şeyi layıkıyla yapmak, gereken önemi ve özeni göstermek.
  3. Hayretler içinde kalmak: Çok şaşırmak, beklenmedik bir durumla karşılaşmak.
  4. Hakkından gelmek: Bir işin üstesinden gelmek, birini alt etmek.
  5. Haşır neşir olmak: Sürekli birlikte olmak, çok yakın ilişkide bulunmak.
  6. Her kafadan bir ses çıkmak: Bir konuda herkesin farklı bir görüş bildirmesi, karışıklık olması.
  7. Halden anlamak: Birinin duygularını, içinde bulunduğu durumu anlamak.
  8. Havanda su dövmek: Boş yere çaba sarf etmek, sonuçsuz bir iş yapmak.
  9. Her şey güllük gülistanlık: Her şeyin çok güzel ve yolunda olduğunu ifade etmek.
  10. Havadan sudan konuşmak: Önemsiz, sıradan konulardan bahsetmek.
  11. Hesaba çekmek: Birini yaptıklarından dolayı sorguya çekmek, hesap sormak.
  12. Hakkını helal etmek: Yapılan bir haksızlık ya da hatadan dolayı birini bağışlamak.
  13. Hal hatır sormak: Birinin nasıl olduğunu, sağlık durumunu sormak, ilgi göstermek.
  14. Har vurup harman savurmak: Parayı ya da imkânları sorumsuzca, düşünmeden harcamak.
  15. Her iki yakası bir araya gelmemek: Maddi olarak zor durumda olmak, sürekli borç içinde olmak.
  16. Hayal kırıklığına uğramak: Beklentilerin gerçekleşmemesi sonucu üzülmek.
  17. Havadan para kazanmak: Hiç emek harcamadan para kazanmak.
  18. Hızını alamamak: Bir işte aşırı derecede hızlı ve coşkulu olmak, durmadan devam etmek.
  19. Her işte bir hayır vardır: Olumsuz gibi görünen olayların ardında iyi bir sonuç olabileceğini anlatan bir deyim.
  20. Herkesin dilinde olmak: Herkes tarafından konuşulmak, meşhur olmak.

I Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Işığı sönmek: Birinin ya da bir yerin eski canlılığını, gücünü kaybetmesi.
  2. Işığı görmek: Çıkış yolu bulmak, bir sorunun çözümünü görmek.
  3. Isıtıp ısıtıp önüne koymak: Eski bir konuyu tekrar tekrar gündeme getirmek.
  4. Ilımlı yaklaşmak: Bir duruma hoşgörü ve anlayışla yaklaşmak, sert olmayan bir tavır takınmak.
  5. Ilık ılık esmek: Yumuşak ve hafif bir esintiyle huzurlu bir hava yaratmak.
  6. Işıldamak: Çok mutlu olmak, gözlerinin parlaması.
  7. Ismarlama iş: Hazırdan yapılmış ya da özel sipariş üzerine yapılmış iş.
  8. Işık tutmak: Bir konuya açıklık getirmek, bilgi vermek.
  9. Israrcı olmak: Bir konuda sürekli ısrar etmek, vazgeçmemek.
  10. Islak imza: Elle atılmış, gerçek ve geçerli imza.
  11. Isıtmak: Eskimiş ya da unutulmuş bir şeyi yeniden gündeme getirmek.
  12. Israrla üzerinde durmak: Bir konuyu tekrar tekrar vurgulamak, önemle üzerinde durmak.
  13. Isıtıp soğutmak: Bir konuyu sürekli ele almak ve ardından ilgiyi kaybetmek.
  14. Işık almak: Bir yerin iyi aydınlanması, bilgi edinmek.
  15. Işığına kavuşmak: Umut ettiği, beklediği bir sonuca ulaşmak.
  16. Islanmış kedi gibi: Çok üzgün ve mahzun bir halde olmak.
  17. Ilımlı hava esmek: Bir ortamda hoşgörülü ve yumuşak bir tavır hâkim olmak.
  18. Isıracak gibi bakmak: Çok sinirli bir şekilde birine kötü bakmak.
  19. Işığı sönmek: Bir yerin ya da kişinin eski parlaklığını, başarısını kaybetmesi.
  20. Isıtıp canlandırmak: Bir konuyu yeniden gündeme getirip üzerine çalışmak.

İ Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. İç burkmak: Üzüntü, acı vermek.
  2. İçine atmak: Üzüntüsünü, sıkıntısını kimseyle paylaşmamak.
  3. İçini dökmek: Duygularını, sıkıntılarını birine anlatmak.
  4. İçli dışlı olmak: Birisiyle çok yakın ve samimi olmak.
  5. İç etmek: Başkasına ait bir şeyi gizlice almak, çalmak.
  6. İçine dert olmak: Bir konuda büyük üzüntü ve sıkıntı duymak.
  7. İçinden pazarlıklı olmak: Kurnaz, gizli hesapları olan kimse anlamında kullanılır.
  8. İçine sinmek: Bir durumun ya da işin, kişinin gönlüne yatması, memnun olması.
  9. İkilik çıkarmak: Bir ortamda huzursuzluk yaratmak, anlaşmazlık çıkarmak.
  10. İki ayağını bir pabuca sokmak: Birini acele ettirmek, zor durumda bırakmak.
  11. İki lafı bir araya getirememek: Konuşurken düzgün cümle kuramamak, ne söyleyeceğini bilememek.
  12. İki ucu boklu değnek: Her iki seçeneğin de kötü sonuçlar doğuracağı durum.
  13. İki yakası bir araya gelmemek: Sürekli maddi sıkıntı çekmek, borç içinde olmak.
  14. İki yüzlü olmak: Bir kişiye karşı farklı davranıp, başka birine karşı başka türlü davranmak; dürüst olmamak.
  15. İki eli kanda olsa: Çok zor bir durumda olsa bile bir işi yapmaya hazır olmak.
  16. İliklerine kadar işlemek: Çok etkili olmak, derin bir etki bırakmak.
  17. İnce eleyip sık dokumak: Bir işi ya da durumu büyük bir titizlikle incelemek, çok detaylı düşünmek.
  18. İp üstünde yürümek: Çok riskli bir iş yapmak, tehlikeli bir durumda olmak.
  19. İpe sapa gelmez: Mantıklı olmayan, saçma bir şey.
  20. İş bitirmek: Bir işi hızla ve etkili bir şekilde tamamlamak.

J Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Jet hızıyla gitmek: Çok hızlı bir şekilde ilerlemek veya bir işi çok çabuk yapmak.
  2. Jet gibi geçmek: Bir olayın ya da kişinin çok hızlı hareket etmesi.
  3. Jetonun geç düşmesi: Bir kişinin bir konuyu geç anlaması, farkına varması.
  4. Jilet gibi: Çok düzgün, temiz ve bakımlı olmak (özellikle kıyafetler için kullanılır).
  5. Jeneriklik hareket: Gösterişli ve hafızalarda kalacak kadar etkili bir hareket.
  6. Jest yapmak: Birine karşı nazik bir davranışta bulunmak, iyilik göstermek.
  7. Jöle gibi titremek: Çok korkmak ya da heyecanlanmak, vücudun titremesi.
  8. Jilet atmak: Keskin ve tehlikeli bir şekilde laf söylemek, ağır sözlerle karşılık vermek.
  9. Janjanlı olmak: Gösterişli, albenili, parlak bir şeye sahip olmak.
  10. Jenerasyon farkı: Farklı kuşaklar arasındaki düşünce ve yaşayış farkı.
  11. Jilet gibi kesmek: Çok keskin, acımasız sözler söylemek.
  12. Janti olmak: Şık, düzgün, bakımlı olmak (özellikle giyim kuşamda).
  13. Jübile yapmak: Bir sporcunun ya da sanatçının mesleği bırakırken düzenlediği veda etkinliği.
  14. Jargon kullanmak: Belirli bir meslek veya grup tarafından kullanılan özel terimler kullanmak.

K Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Kaçacak deliği olmamak: Zor durumda kalmak, kaçacak yer bulamamak.
  2. Kafası bozulmak: Sinirlenmek, morali bozulmak.
  3. Kalbini kırmak: Birini üzmek, incitmek.
  4. Kan kusturmak: Birine büyük eziyet, sıkıntı çektirmek.
  5. Kafa yormak: Bir konu üzerinde düşünmek, yoğunlaşmak.
  6. Kanatlarının altına almak: Birini himaye etmek, koruyup kollamak.
  7. Kapalı kutu: İç yüzü bilinmeyen, ne düşündüğü anlaşılmayan kişi ya da durum.
  8. Kanat çırpmak: Uçmaya çalışmak, bir şey için çaba göstermek.
  9. Kanına girmek: Birini bir şey yapmaya ikna etmek veya kötü bir yola sürüklemek.
  10. Karşısına dikilmek: Birine cesurca meydan okumak.
  11. Kara kara düşünmek: Büyük bir sıkıntı veya üzüntü içinde ne yapacağını bilememek.
  12. Kuyruk sallamak: Birine yağcılık ya da dalkavukluk yapmak.
  13. Karanlıkta kalmak: Bir konunun belirsizliğini koruması, ne olacağını bilememek.
  14. Karnı tok sırtı pek: Hiçbir maddi sorunu olmayan, rahat bir durumda olmak.
  15. Kendi ayakları üstünde durmak: Kimseye muhtaç olmadan, kendi imkânlarıyla yaşamak.
  16. Keskin sirke küpüne zarar: Öfkeli insanın en çok kendine zarar vermesi.
  17. Kılını bile kıpırdatmamak: Hiçbir şey yapmamak, bir şey için çaba göstermemek.
  18. Koyun gibi gütmek: Bir grubu veya topluluğu sorgusuz sualsiz yönetmek, yönlendirmek.
  19. Kulağı delik olmak: Etrafında olup bitenleri çabuk duyan, her şeyden haberdar olan kişi.
  20. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek: Bir işte amacına ulaşana kadar zorunlu olarak başkalarına hoş görünmek.

L Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Laf cambazlığı yapmak: Konuşma yeteneğini kullanarak karmaşık sözlerle insanları etkilemeye çalışmak.
  2. Laf arasında: Bir konuşma sırasında, konu dışı olarak.
  3. Laf ağızdan çıkmak: Söylenen bir sözün geri alınamayacak duruma gelmesi.
  4. Laf ebesi: Çok konuşan, lafı dolandırarak söyleyen kişi.
  5. Laf kalabalığı: Gereksiz yere çok fazla konuşmak, boş konuşmak.
  6. Laf sokmak: Birine dolaylı yoldan alaylı veya kırıcı söz söylemek.
  7. Laf dinlemek: Başkasının söylediklerini dikkate almak, öğüt almak.
  8. Laf olsun diye: Gerçek bir amacı olmadan, sırf bir şey söylemek için konuşmak.
  9. Lafı gediğine koymak: Yerinde ve etkili bir söz söylemek.
  10. Laf aramızda: Bir şeyi gizlice ya da özel bir şekilde söylemek.
  11. Lafını esirgememek: Açıkça ve dürüstçe konuşmak, doğru bildiğini söylemekten çekinmemek.
  12. Laf taşıma: Birinin sözlerini başkalarına aktarıp arada huzursuzluk çıkarmak.
  13. Lafı uzatmak: Bir konuyu gereksiz yere uzun ve ayrıntılı bir şekilde anlatmak.
  14. Laf üretmek: İş yapmadan, boş yere konuşmak.
  15. Lafın gelişi: Söylenen şeyin gerçek anlamını taşımadan, sırf konuşma esnasında kullanılması.
  16. Lafına bakılırsa: Birinin söylediği şeye göre, o kişiyi esas alarak yorum yapmak.
  17. Laf dalaşına girmek: Karşılıklı olarak sert ve tartışmalı şekilde konuşmak.
  18. Laf taşımak: Başkalarının söylediklerini, fitne çıkarmak amacıyla birine iletmek.
  19. Lafını bilmek: Ne zaman ve nasıl konuşacağını bilmek, dikkatli ve ölçülü konuşmak.
  20. Lafı çevirmek: Doğrudan söylemeyip dolaylı yollarla anlatmak, lafı dolandırmak.

M Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Maddeden düşmek: Değerini kaybetmek, eskisi gibi önemli olmamak.
  2. Maddiyatın esiri olmak: Paraya, maddi değerlere aşırı önem vererek diğer değerleri unutmak.
  3. Maden bulmak: Çok kârlı, kazançlı bir iş ya da fırsat bulmak.
  4. Mal bulmuş mağribi gibi: Çok değerli bir şeyi bulduğunda aşırı sevinmek.
  5. Mangal gibi yürek: Cesur, korkusuz kimse için kullanılır.
  6. Martaval atmak: Boş, saçma sapan sözler söylemek, yalan söylemek.
  7. Maymun gözünü açtı: Birinin durumun farkına varması, anlaması.
  8. Mevzuya vakıf olmak: Bir konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmak.
  9. Meteliğe kurşun atmak: Parasız kalmak, maddi sıkıntı içinde olmak.
  10. Meydan okumak: Birine karşı açıkça tehditte bulunmak, cesurca karşı durmak.
  11. Midesi bulanmak: Bir durum ya da kişiden rahatsızlık duymak, iğrenmek.
  12. Minder kapmak: Bir konuda ilk fırsatı yakalamak, en iyi konuma yerleşmek.
  13. Mızıkçılık yapmak: Bir işi bozmak ya da keyif kaçıracak şekilde davranmak.
  14. Mızmızlanmak: Sürekli şikayet etmek, huysuzluk yapmak.
  15. Mumu yatsıya kadar yanmak: Kötü bir şeyin ortaya çıkmadan önce kısa süreliğine gizlenebilmesi, sonunda anlaşılması.
  16. Midesinden konuşmak: Sözlerinin samimi olmadığını belli etmeden, içten içe farklı düşünmek.
  17. Meydan boş değil: Bu iş ya da durum hafife alınacak gibi değil, bir otorite veya güçlü kişi var anlamında.
  18. Mırın kırın etmek: Bir işi yapmak istemediğini bahanelerle anlatmaya çalışmak.
  19. Mecbur kalmak: Zorunlu olarak bir işi yapmak, başka seçeneğinin olmaması.
  20. Mıh gibi aklına çakılmak: Çok etkileyici bir şekilde akılda kalmak, unutulmamak.

N Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Nabza göre şerbet vermek: Karşıdaki kişinin tavrına göre davranmak, uygun şekilde hareket etmek.
  2. Nalları dikmek: Ölmek, hayatını kaybetmek (argo bir deyim).
  3. Nam salmak: Ünlenmek, bir konuda herkesin tanıdığı bir kişi haline gelmek.
  4. Nazı geçmek: Birine karşı isteklerini yaptırabilmek, sözü geçmek.
  5. Ne yardan ne serden geçmek: Hem bir şeyi elde etmek hem de başka bir şeyden vazgeçmek istememek.
  6. Nefes tüketmek: Boş yere konuşmak, sonuçsuz bir çaba sarf etmek.
  7. Nefesi kesilmek: Çok yorulmak, zorlanmak ya da ani bir durum karşısında şaşkınlık içinde kalmak.
  8. Nereden baksan tutarsız: Her açıdan yanlış veya eksik olan bir durum ya da iş için kullanılır.
  9. Neyin nesi: Bir şeyin ya da birinin ne olduğunu, nereden geldiğini sormak.
  10. Neyime gerek: Bir işe karışmak ya da ilgilenmek istememek, sorumluluktan kaçmak.
  11. Ne şiş yansın ne kebap: İki tarafı da küstürmemek, herkesi memnun etmeye çalışmak.
  12. Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli: İnsan, mevcut durumuna güvenmemeli, gelecekte ne olacağını düşünmeli.
  13. Neye niyet, neye kısmet: Bir şey düşünülürken beklenmedik başka bir şeyin ortaya çıkması.
  14. Nişan almak: Bir hedef belirlemek, bir konuda kararlı olmak.
  15. Nimet bilmek: Elde olan şeyin kıymetini bilmek, değer vermek.
  16. Nokta koymak: Bir işi ya da durumu sonlandırmak, bitirmek.
  17. Nuh der peygamber demez: Çok inatçı, dediğinden asla vazgeçmeyen kişi.
  18. Numara yapmak: Gerçek olmayan bir durum sergilemek, sahte davranmak.
  19. Nur topu gibi: Çok sağlıklı ve güzel bir şey ya da kişi için kullanılır (genellikle yeni doğan bebekler için).
  20. Naylon fatura: Gerçek olmayan, sahte belgeler.

O Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Ortada kalmak: Yardımsız, desteksiz bir durumda olmak, bir sorunun çözümünde yalnız kalmak.
  2. Ocağına incir dikmek: Birinin maddi durumunu kötüleştirmek, hayatını mahvetmek.
  3. Orta yolu bulmak: İki tarafı da memnun edecek bir çözüm bulmak, uzlaşmak.
  4. Olay çıkarmak: Büyük bir tartışma ya da kargaşa yaratmak.
  5. Ocağı sönmek: Bir aileyi bir arada tutan kişiyi ya da şeyleri kaybetmek, dağılıp yıkılmak.
  6. Ortada bir şey bırakmamak: Her şeyi bitirmek, tüketmek ya da bir işi tamamlamak.
  7. Olan biteni anlamak: Durumu kavramak, olayların farkına varmak.
  8. Ortalığı ayağa kaldırmak: Büyük bir gürültü ve kargaşa yaratmak, herkesin dikkatini çekmek.
  9. Ortalık karışmak: Bir yerde düzenin bozulması, olayların çıkması.
  10. Ortalık toz duman: Bir ortamın çok karışık ve belirsiz hale gelmesi.
  11. Oturup kalkmasını bilmek: Görgü ve nezaket kurallarına uygun davranmak, terbiyeli olmak.
  12. Ortadan kaybolmak: Ani bir şekilde bir yerden gitmek, gözden uzaklaşmak.
  13. On parmağında on marifet: Her işte becerikli ve yetenekli olmak.
  14. Oyunbozanlık yapmak: Bir grubun uyumunu bozacak şekilde davranmak, işbirliği yapmamak.
  15. Olaylara körükle gitmek: Bir durumu daha da kötüleştirmek, yangına körükle gitmek.
  16. Oltaya gelmek: Bir tuzağa düşmek, kandırılmak.
  17. Oturmuş bir düzen: Yıllar içinde iyi bir şekilde yerleşmiş ve işleyen sistem.
  18. Ortalığı velveleye vermek: Büyük bir heyecan ya da kargaşa yaratmak, insanları telaşa düşürmek.
  19. Oyun çevirmek: Gizli planlar yapmak, birine karşı gizlice hareket etmek.
  20. Onun borusu ötüyor: Bir ortamda en çok sözü geçen kişinin o olduğunu ifade eder.

Ö Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Öfkeden deliye dönmek: Çok sinirlenmek, aşırı derecede öfkelenmek.
  2. Ölmek var, dönmek yok: Kararlılıkla bir işin peşinden gitmek, asla geri adım atmamak.
  3. Ölüm kalım meselesi: Çok önemli, hayatî bir mesele.
  4. Öksüz kalmak: Sahipsiz ya da desteksiz kalmak, yalnız ve yardımsız olmak.
  5. Ömür törpüsü: Bir kişiyi çok yıpratan, zorlayan şey ya da kişi.
  6. Ön ayak olmak: Bir işte ilk adımı atmak, öncülük etmek.
  7. Ölmeden önce yapılacaklar listesi: Hayat sona ermeden önce gerçekleştirilmesi istenen hedefler.
  8. Ölü yatırım: Kâr getirmeyen ya da verimsiz bir yatırıma yapılan harcama.
  9. Öküz altında buzağı aramak: Olmayan bir şeyden şüphelenmek, gereksiz kuruntulara kapılmak.
  10. Önünü kesmek: Birini engellemek, bir işi yapmasını durdurmak.
  11. Ölme eşeğim ölme: Ulaşılması çok zor ya da gerçekleşmesi imkânsız görünen vaatlere inanmak.
  12. Örnek olmak: Bir davranış ya da tutumuyla başkalarına iyi bir model oluşturmak.
  13. Örtbas etmek: Bir olayı gizlemek, saklamak, üstünü kapatmak.
  14. Öne çıkmak: Dikkat çekmek, belirginleşmek, bir konuda üstünlük göstermek.
  15. Ölüyü diriltmek: Çok zor bir işi başarmak, imkânsız gibi görünen bir şeyi gerçekleştirmek.
  16. Öyleyse öyle: Bir durumu olduğu gibi kabul etmek, fazla sorgulamamak.
  17. Ördek başı gibi ortada kalmak: Ne yapacağını bilememek, şaşırıp kalmak.
  18. Özünü bilmek: Kendini, yeteneklerini ve sınırlarını iyi tanımak.
  19. Ömrünü yemek: Birine büyük sıkıntı çektirmek, çok yormak.
  20. Önünü görmemek: Gelecekle ilgili bir öngörüde bulunamamak, kararsızlık içinde olmak.

P Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Paçaları sıvamak: Bir işe kararlı bir şekilde başlamak, hemen kolları sıvayıp işe girişmek.
  2. Paçalarından akmak: Bir şeyin aşırı derecede olduğunu ifade etmek (genellikle olumsuz anlamda kullanılır).
  3. Pabucu dama atılmak: Birinin gözden düşmesi, yerini başka birinin alması.
  4. Pabucunu ters giydirmek: Birini şaşırtmak, zorluk çıkarmak.
  5. Paldır küldür: Düşünmeden, hızlı ve aceleci bir şekilde hareket etmek.
  6. Para basmak: Çok fazla para kazanmak.
  7. Pabuç pahalı: Durumun ciddi ve zor olduğunu anlatan deyim.
  8. Pabucunu elinden almak: Birini kurnazca yenmek ya da alt etmek.
  9. Para pul etmek: Parayı boşa harcamak, israf etmek.
  10. Papara yemek: Sert bir şekilde azarlanmak.
  11. Paldır küldür girmek: Bir yere düşünmeden, aceleyle ve hızlıca dalmak.
  12. Para gibi işlemek: Çok iyi çalışmak, sorunsuz ve verimli olmak.
  13. Pazara çıkmak: Bir şeyin ya da durumun herkes tarafından öğrenilmesi.
  14. Parmağında oynatmak: Birini istediği gibi yönlendirmek, kontrol altında tutmak.
  15. Paldır küldür inmek: Bir yerden hızlı ve dikkatsiz bir şekilde inmek.
  16. Paçayı kurtarmak: Bir tehlikeden ya da zor durumdan kurtulmak.
  17. Pazı göstermek: Gücünü ya da kuvvetini sergilemek.
  18. Patırtı çıkarmak: Gürültü yapmak, kavga ya da karışıklık çıkarmak.
  19. Patır patır dökülmek: Sorunların birden ve hızla ortaya çıkması.
  20. Para gözlü olmak: Paraya aşırı önem vermek, her şeyi para ile değerlendirmek.

R Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Rahat batmak: İyi bir durumda olduğu halde huzursuz olmak, kendini boş yere sıkıntıya sokmak.
  2. Rahatına bakmak: Kendi konforunu düşünmek, kaygısız olmak.
  3. Rahat yüzü görmemek: Sürekli sıkıntı çekmek, hiçbir zaman rahat etmemek.
  4. Rahat nefes almak: Sıkıntıdan, zorluktan kurtulmak ve ferahlamak.
  5. Rastgele yaşamak: Plan yapmadan, gelişigüzel bir şekilde yaşamak.
  6. Rayına oturmak: İşlerin düzene girmesi, yoluna girmesi.
  7. Renk vermemek: Duygularını belli etmemek, ne düşündüğünü ya da hissettiğini saklamak.
  8. Rıza göstermek: Bir durumu kabul etmek, gönüllü olarak razı olmak.
  9. Ruhunu teslim etmek: Ölmek, hayatını kaybetmek.
  10. Rüzgâr gibi geçmek: Çok hızlı bir şekilde olup bitmek, çabucak sona ermek.
  11. Rüzgârın tersine gitmek: Zorluklara rağmen inatla bir iş yapmak, herkese rağmen bir işi sürdürmek.
  12. Renk atmak: Solgun ve bitkin bir hale gelmek, genellikle korku ya da hastalık nedeniyle.
  13. Ruh gibi dolaşmak: Bitkin, üzgün ya da düşünceli bir şekilde ortalıkta gezmek.
  14. Rüzgârı arkasına almak: Destek alarak ilerlemek, işlerin yolunda gitmesi.
  15. Rüzgâr ekip fırtına biçmek: Küçük bir sorunu büyütüp başına büyük belalar açmak.
  16. Rahat durmamak: Gereksiz şekilde sıkıntı çıkarmak, huzursuzluk yaratmak.
  17. Rota çizmek: Bir hedef belirlemek, plan yapmak.
  18. Rabbena hep bana: Sürekli kendine bir şeyler isteyen, bencil kimse için kullanılır.
  19. Rıza göstermek: Bir duruma gönüllü olarak katlanmak, kabullenmek.
  20. Rüzgâr kesmek: Bir işin hızını ya da gidişatını durdurmak.

S Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Sabrı taşmak: Dayanma gücünün kalmaması, tahammül edememek.
  2. Saman altından su yürütmek: Gizlice iş çevirmek, fark ettirmeden bir şeyler yapmak.
  3. Saman alevi gibi: Çok hızlı başlayıp, kısa sürede sona eren, geçici olaylar için kullanılır.
  4. Sapı samanı karıştırmak: Konuları birbirine karıştırmak, anlaşılır şekilde anlatamamak.
  5. Serin kanlı olmak: Soğukkanlı, sakin ve aceleci davranmayan kişi olmak.
  6. Sıcak bakmak: Bir konuya ya da duruma olumlu yaklaşmak.
  7. Su gibi gitmek: Zamanın hızla akması, çabucak geçmesi.
  8. Su götürmez: Kesin, tartışılmaz bir gerçek ya da durum.
  9. Söz almak: Bir toplantı ya da görüşmede konuşma izni istemek.
  10. Söz dinlemek: Başkalarının tavsiyelerine ya da öğütlerine uymak.
  11. Sinek avlamak: İşlerin durgun olması, müşteri ya da hareket olmaması.
  12. Sırtı yere gelmemek: Her zaman başarılı olmak, zorluklardan etkilenmemek.
  13. Sular seller gibi: Bir şeyi çok iyi bilmek, bir konuda çok yetkin olmak.
  14. Sinek küçüktür ama mide bulandırır: Küçük gibi görünen şeylerin bile can sıkıcı sonuçlar doğurabileceğini anlatır.
  15. Sıfıra sıfır elde var sıfır: Bir işten hiçbir kazanç elde edememek.
  16. Söz bir Allah bir: Kesin ve doğru sözü anlatmak için kullanılır.
  17. Saçını süpürge etmek: Birine hizmet etmek için çok fedakârlık yapmak.
  18. Suyunu çekmek: Bir şeyin tükenmesi, kaynakların bitmesi.
  19. Sözünü esirgememek: Düşüncelerini açıkça ve cesurca söylemek, ne düşündüğünü gizlememek.
  20. Suyu bulandırmak: Bir işi ya da durumu karmaşık hale getirmek, sorun yaratmak.

Ş Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Şaşkına dönmek: Bir olay karşısında ne yapacağını bilememek, afallamak.
  2. Şapkadan tavşan çıkarmak: Beklenmedik, şaşırtıcı bir çözüm veya sonuç ortaya koymak.
  3. Şan şöhret sahibi olmak: Ünlü ve tanınmış biri haline gelmek.
  4. Şansını denemek: Bir konuda başarı şansı olup olmadığını görmek için girişimde bulunmak.
  5. Şansa bırakmak: Bir işin sonucunu şansa, tesadüfe bırakmak.
  6. Şaşkın ördek gibi kalmak: Ne yapacağını bilemeyen, kararsız kalmak.
  7. Şeytanın bacağını kırmak: Uzun süre yapılamayan bir işi başarmak, sonunda zoru başarmak.
  8. Şifa bulmak: Bir hastalıktan ya da sorundan kurtulmak, iyileşmek.
  9. Şimşek gibi çakmak: Çok hızlı ve ani bir hareket yapmak ya da bir şeyin aniden fark edilmesi.
  10. Şıp diye anlamak: Hemen, kolayca anlamak.
  11. Şaşkına çevirmek: Birini şaşkınlığa uğratmak, afallatmak.
  12. Şimşekleri üzerine çekmek: Herkesin dikkatini çekmek, eleştirilmek veya tepki toplamak.
  13. Şişeyi dikmek: Çok içki içmek, alkolü aşırı derecede tüketmek.
  14. Şenlik olmak: Ortamın neşeli ve eğlenceli hale gelmesi.
  15. Şamar oğlanına dönmek: Sürekli eleştirilip hırpalanan kişi olmak.
  16. Şifa niyetine: Sağlık amacıyla bir şeyin yapılması veya tüketilmesi.
  17. Şeytana pabucunu ters giydirmek: Çok kurnaz ve zeki bir şekilde iş yapmak.
  18. Şevkini kırmak: Birinin hevesini kaçırmak, motivasyonunu düşürmek.
  19. Şuursuzca hareket etmek: Bilinçsiz ve düşünmeden, plansız hareket etmek.
  20. Şıpsevdi olmak: Çok çabuk ve kolayca âşık olmak ya da ilgi duymak.
  21. Şerbetli olmak: Deyimi, halk arasında, bir kişinin kaza ya da bela gibi olumsuz durumlardan zarar görmeden kurtulmasını veya başına gelen zor durumları hafif atlatmasını ifade eder.

T Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Tabana kuvvet: Yürümek zorunda kalmak, yürüyerek gitmek.
  2. Tabiri caizse: Uygun bir ifadeyle söylemek gerekirse anlamında kullanılır.
  3. Tadını çıkarmak: Bir şeyin keyfini sürmek, hoşlandığı bir durumu yaşamak.
  4. Tadı damağında kalmak: Bir şeyden çok hoşlanmak, yeniden yapmak istemek.
  5. Takke düştü kel göründü: Bir şeyin gizli tarafının ortaya çıkması, gerçeklerin anlaşılması.
  6. Tam tekmil: Eksiksiz, tam olarak hazır olmak.
  7. Tam üstüne basmak: Bir konuya çok doğru bir şekilde değinmek, yerinde bir şey söylemek.
  8. Tandır başı: Sıcak ve rahat bir yer anlamında kullanılır.
  9. Taraftar toplamak: Bir düşünce veya hareket için destekçi kazanmak.
  10. Tatlı dille yılanı deliğinden çıkarmak: Güzel sözlerle zor bir işi halletmek, ikna etmek.
  11. Tavan yapmak: Çok artmak, üst düzeye çıkmak.
  12. Tehdit savurmak: Birine zarar vereceğini söyleyerek korkutmaya çalışmak.
  13. Tek kalmak: Yardımsız veya yalnız bir şekilde bir duruma düşmek.
  14. Tel tel dökülmek: Sağlığın, düzenin bozulması ya da bir şeyin parça parça dağılması.
  15. Tepeden bakmak: Kibirli davranmak, küçümsemek.
  16. Tereyağından kıl çeker gibi: Çok kolay ve sorunsuz bir şekilde bir işi halletmek.
  17. Ter dökmek: Yoğun emek vermek, zor bir işte çalışmak.
  18. Teslim bayrağını çekmek: Yenilgiyi kabul etmek, pes etmek.
  19. Tetikte olmak: Her an dikkatli ve hazır olmak, uyanık olmak.
  20. Tuz biber ekmek: Bir durumu daha da zor hale getirmek, var olan sıkıntıya katkıda bulunmak.

U Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Ucu açık: Bir şeyin ne zaman biteceği ya da sona ereceği belli olmayan durumlar için kullanılır.
  2. Ucu bucağı yok: Sonu görünmeyen, çok geniş veya derin bir şey.
  3. Ucuz atlatmak: Büyük bir tehlikeyi ya da sorunu hafif bir zararla atlatmak.
  4. Ucu ucuna yetişmek: Bir işin son anda tamamlanması ya da yetişmesi.
  5. Umut taciri: İnsanlara boş vaatlerle umut satmaya çalışan kimse.
  6. Umut bağlamak: Birine ya da bir şeye çok fazla güvenmek, olumlu sonuç beklemek.
  7. Uyanık olmak: Her an tetikte ve dikkatli olmak, çevresindekilerin farkında olmak.
  8. Ufak at da civcivler yesin: Abartılı konuşan birine söylenen alaycı bir ifade.
  9. Umutlanmak: Bir şeyin olumlu sonuç vereceğini düşünmek, beklenti içine girmek.
  10. Uzun etme: Bir konuşmayı ya da anlatımı gereksiz yere uzatmamak gerektiğini ifade eder.
  11. Uykusu hafif olmak: Kolayca uyanan kimse.
  12. Uykusuz kalmak: Gece boyunca ya da yeterince uyuyamamak.
  13. Uykusunu almak: Yeterli süre dinlenmek, tam olarak uyumak.
  14. Uyuyan yılanı uyandırmak: Sakin ya da zararsız bir durumu bozmaya çalışarak sorun çıkarmak.
  15. Usulca sokulmak: Yavaş ve dikkatli bir şekilde birinin yanına yaklaşmak.
  16. Usulüne uygun: Bir işin yapılması gereken kurallara uygun şekilde yapılması.
  17. Utancından yerin dibine girmek: Çok utanmak, mahcup olmak.
  18. Uykuda gezmek: Dalgın ve farkında olmadan hareket etmek.
  19. Uzun boylu konuşmak: Bir konuda detaylı ve uzun uzun konuşmak.
  20. Utanacak yüzü olmamak: Utanma duygusuna sahip olmamak, yüzsüz olmak.

Ü Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Üç aşağı beş yukarı: Yaklaşık olarak, tam kesin olmayan bir tahmin.
  2. Üç buçuk atmak: Çok korkmak, paniğe kapılmak.
  3. Üç kuruşun hesabını yapmak: Küçük miktarda para için fazla titizlenmek, aşırı derecede hesap yapmak.
  4. Üfleye üfleye soğutmak: Bir işe çok temkinli ve dikkatli yaklaşmak.
  5. Üstü kapalı söylemek: Bir konuyu açıkça değil, dolaylı şekilde anlatmak.
  6. Üstü örtülü bırakmak: Bir meseleyi gizlemek, üzerinde fazla durmamak.
  7. Üstüne basarak söylemek: Bir şeyi özellikle vurgulamak, önemini belirterek söylemek.
  8. Üstüne almak: Bir sözü ya da davranışı kendine yönelik olarak kabul etmek.
  9. Üstüne düşmek: Bir konuya veya kişiye çok fazla ilgi göstermek, önem vermek.
  10. Üstüne gitmek: Bir konuda ısrar etmek, zorlamak.
  11. Üstüne titremek: Birine ya da bir şeye aşırı özen göstermek, çok dikkatli davranmak.
  12. Üstüne vazife olmayan işe karışmak: Kendini ilgilendirmeyen konulara müdahil olmak.
  13. Üstüne tuz biber ekmek: Zor bir durumu daha da kötü hale getirmek.
  14. Üstüne yıkmak: Bir suçu veya sorumluluğu başkasına yüklemek.
  15. Üstüne varmak: Birine ya da bir şeye gereğinden fazla baskı yapmak.
  16. Üzümünü ye, bağını sorma: Bir şeyden faydalan ama nasıl olduğuna ya da nereden geldiğine karışma.
  17. Üstün körü yapmak: Bir işi özen göstermeden, yüzeysel bir şekilde yapmak.
  18. Üzerine alınmak: Bir eleştiriyi ya da sözlü imayı kendine yönelik sanmak.
  19. Ümit bağlamak: Birine ya da bir duruma çok fazla güvenmek, beklenti içinde olmak.
  20. Üzerine vazife olmamak: Bir kişinin sorumluluğunda olmayan bir işle ilgilenmek.

V Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Vadesi dolmak: Bir kişinin ya da bir şeyin süresinin sona ermesi, özellikle ölüm zamanı gelmek.
  2. Varlık göstermek: Bir alanda kendini kanıtlamak, başarı elde etmek.
  3. Vazgeçmek: Bir işten ya da durumdan kendi isteğiyle geri adım atmak, bırakmak.
  4. Varlık içinde yokluk çekmek: Maddi olanaklar bol olsa da bu olanaklardan yararlanamamak.
  5. Vur deyince öldürmek: Sınırlı bir isteği aşırı derecede uygulamak, ölçüsüz davranmak.
  6. Vur patlasın çal oynasın: Eğlencenin sınırsız ve coşkulu bir şekilde devam etmesi.
  7. Vurdumduymaz olmak: Başkalarının duygularına ve olaylara karşı ilgisiz ve umursamaz olmak.
  8. Vebalini almak: Bir işin kötü sonuçlarından sorumlu olmak.
  9. Vur kafayı yat: Hiçbir şey düşünmeden uyumak, kafayı dinlemek.
  10. Viran olmak: Yıkılmak, harap hale gelmek; bir yerin ya da durumun kötüleşmesi.
  11. Vicdan azabı çekmek: Yaptığı bir hata ya da yanlış nedeniyle sürekli pişmanlık duymak.
  12. Vur kaç taktiği: Bir işi hızla yapıp ortadan kaybolmak, kısa süreliğine bir eylemde bulunup kaçmak.
  13. Vay başıma gelenler: Beklenmedik bir kötü duruma karşı duyulan üzüntü ya da şaşkınlık.
  14. Vicdanı rahat olmak: Yaptığı işlerden dolayı iç huzuru bulmak, doğru yaptığına inanmak.
  15. Vız gelip tırıs gitmek: Umursamamak, bir durumu önemsememek.
  16. Vur deyince vurmak: Bir işi istenildiği gibi yerine getirmek, talimatlara tam uymak.
  17. Varlık göstermek: Bir konuda yetenek ya da başarı sergilemek.
  18. Vakit öldürmek: Boş bir şekilde zamanı geçirmek, verimsiz vakit harcamak.
  19. Vur ensesine al lokmasını: Kendisini savunamayan, kolayca yönlendirilen kişi.
  20. Vur abalıya: Zaten zor durumda olan birine daha fazla baskı yapmak.

Y Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Yağ yakmak: Birine aşırı derecede övgüde bulunmak, dalkavukluk yapmak.
  2. Yağlı ballı olmak: Bir işin çok kârlı ve faydalı olması.
  3. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak: Daha küçük bir sorundan kaçarken daha büyük bir sorunla karşılaşmak.
  4. Yakayı ele vermek: Gizli bir işi yaparken yakalanmak, suçüstü olmak.
  5. Yaka silkmek: Bir kişiden ya da durumdan çok rahatsız olmak, bıkmak.
  6. Yakasına yapışmak: Birinden hesap sormak ya da onu zor durumda bırakmak.
  7. Yalan dolan: Doğru olmayan, hileli söz veya işler.
  8. Yalvar yakar olmak: Birine çok yalvararak, ısrarla bir şey istemek.
  9. Yapmadık iş bırakmamak: Her türlü şeyi denemek, her yolu denemek.
  10. Yara almak: Bir olaydan olumsuz etkilenmek, zarar görmek.
  11. Yaraya merhem olmak: Bir soruna çözüm bulmak, sıkıntıyı gidermek.
  12. Yarası deşilmek: Eskiden yaşanmış kötü bir olayın yeniden hatırlanıp acı vermesi.
  13. Yarım ağızla konuşmak: İsteksizce ya da zoraki konuşmak.
  14. Yedekte tutmak: Birini ya da bir şeyi, gerektiğinde kullanılmak üzere bekletmek.
  15. Yerle yeksan olmak: Tamamen yıkılmak, mahvolmak.
  16. Yerinde duramamak: Heyecanlı ya da sabırsız bir şekilde hareket etmek.
  17. Yerin dibine geçmek: Çok utanmak, mahcup olmak.
  18. Yerden yere vurmak: Birini ya da bir şeyi aşırı derecede eleştirmek, kötülemek.
  19. Yıldızı barışmamak: Bir kişiyle sürekli anlaşmazlık içinde olmak.
  20. Yolunu bulmak: Maddi kazanç sağlamak, çeşitli yollarla işini yürütmek.

Z Harfiyle Başlayan Deyimler

  1. Zaman kazanmak: Bir işi geciktirip, daha fazla süre elde etmek.
  2. Zamanla yarışmak: Bir işi yetiştirmek için büyük bir hızla çalışmak.
  3. Zamane çocuğu: Günümüz gençliğine özgü davranışlar sergileyen kişi.
  4. Zemzemle yıkanmış gibi: Çok temiz, günahsız ve masum kişi için kullanılır.
  5. Zehir gibi: Çok zeki ve akıllı olmak.
  6. Zehir zemberek sözler: Çok sert ve incitici sözler söylemek.
  7. Zeytinyağı gibi üste çıkmak: Bir hatanın ardından her durumda kendini haklı çıkarmaya çalışmak.
  8. Zamanı gelmek: Bir işin ya da olayın gerçekleşmesi için uygun zamanın oluşması.
  9. Zemini hazırlamak: Bir olay ya da durumun gerçekleşmesi için uygun koşulları oluşturmak.
  10. Zincirleme kaza: Bir olayın ardından birbirine bağlı şekilde gelişen kötü olaylar dizisi.
  11. Zıvanadan çıkmak: Kontrolünü kaybetmek, aşırı sinirlenmek.
  12. Zemheride gül bitmez: Uygun olmayan zamanda bir işin yapılmayacağını ifade eder.
  13. Zoru başarmak: Çok zor bir işi başarıyla tamamlamak.
  14. Zaman su gibi akmak: Vaktin çok hızlı bir şekilde geçmesi.
  15. Zihnini toparlamak: Dağınık düşüncelerini düzene sokmak, odaklanmak.
  16. Zorla güzellik olmaz: Bir iş ya da ilişki zorla yürütülemez, zorlamayla güzellik elde edilemez.
  17. Zoru görünce kaçmak: Zor durumla karşılaşınca vazgeçmek, kaçmak.
  18. Zamanı gelince: Uygun zamanı beklemek, zamanı geldiğinde harekete geçmek.
  19. Zamanında davranmak: Bir işi doğru ve gerekli zamanda yapmak.
  20. Zurnanın son deliği olmak: Bir toplulukta en az önem verilen kişi olmak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu